Orhan Pamuk, Kar adlı romanında, on iki yıldır Almanya’da sürgün olarak yaşayan şair Ka’nın Türkiye’ye dönüşünden sonra, bir röportaj için Kars’a gelmesini ve sonrasını anlatır. Ağır ağır ve hiç durmadan yağan karın altında sokak sokak, dükkan dükkan bu hüzünlü ve güzel şehri ve insanlarını tanımaya çalışır Ka. Biz de 3 arkadaş bu güzel şehri ve insanlarını tanımak için Ankara’dan Doğu Ekspresi‘ne atlayıp Kars’a yolculuk ettik. Size fikir vermesini amaçlayarak ben de Kars Gezi Rehberi‘ oluşturdum ve Kars gezilecek yerler hakkında bilgi verdim. Gelmeden önce kitabı da okumanızı tavsiye ederim.
Bunu Okuyanlar Bunları da Okudu:
Kars Gezi Rehberi – Kars Gezilecek Yerler
Kars Merkez
Ermeniler, Selçuklular, Osmanlılar, Ruslar… Hepsi bir dönem hüküm sürmüş bu şehirde. Hz. Ömer ordularının Kars’a kadar geldiği ve şehri müslümanlaştırmaya çalıştığı da söylenir. 1878-1918 yılları arasında, 40 yıl Rus yönetiminde kalmış. Bu yüzden şehirde belirgin bir şekilde Rus kimliği hissediliyor. Mimari kültürü, başka bir ülkede yürüyormuşsunuz hissi veriyor. St. Peterburg’u andıran konakları, sokaklar boyunca yan yana dizili olarak değişik bir atmosfer yaratıyor.
Şehre belli bir kimlik kazandıran eserlerin başında Kars Kalesi gelir. Kösedağ Savaşı’ndan sonra bir süre Moğol kontrolünde kalmış şehir. Şimdiki kalenin bulunduğu yerdeki eski kaleyi yıkmışlar. Daha sonra, Osmanlı Sultanı 1. Süleyman kaleyi modern bir tarzda yeniden inşa ettirmiş. Şehri de yeniden canlandırmış. O tarihten sonra İran harpleri için kilit rol oynamış. Türkiye’nin en çok savaş görmüş kalesi olduğu da söylenir. Sarp bir yamacın tepesinde bulunan kaleden, bir kış günü baktığınızda beyaz gelinliğini giymiş, üzerinde duman tüten Kars şehrini görürsünüz.
Kalenin hemen dibinde On İki Havariler Kilisesi adında bir kilise var. Yıllarca kereste deposu olarak kullanılmış(şaşırtmadı). 1993’te camii olarak hizmete açılmış, pimapen doğrama ve soba takılmış(yine şaşırtmadı). Bunları bilmeseniz de devletin minik dokunuşlar yaptığı hissediliyor.
Bagratlı Ermeni hükümdarları yaptırmış bu kiliseyi. Kubbe tamburunun dış yüzeyinde İsa’nın 12 havarisi görülüyor. İsmi oradan geliyor. Sade ve etkileyici bir eser. Aşırı mimari bilginiz olmasına gerek kalmadan bir bakışta Ermeni mimarisi olduğunu anlıyorsunuz.
93 Harbi olarak bilinen, Osmanlı’nın çok büyük kayıplar aldığı 1878 Rus savaşından sonra Rus kontrolüne girmiş kent. Bu işgal, şehre apayrı bir hava katan hadise de olmuş ayrıca. 1917 yılında Bolşeviklerin başa gelmesi üzerine yapılan anlaşmalarla Ruslar çekilmiş, Osmanlı yine kontrolü almış. Ardından kaybedilen dünya savaşı neticesinde İngilizler, burada Ermenistan kurulmasını kararlaştırmış. Bir süre Ermenilerin kontrolünde kalsa da 1921 yılında kesin olarak yeni cumhuriyet hükümetine bağlı hale gelmiş şehir. O gün bugündür Türkiye’nin en Kuzeydoğusundaki ilidir.
Kars Gezilecek Yerler: Ani Harabeleri
Kars’ta gezilecek yerler listesinin başında elbette ki Ani Harabeleri geliyor. Ani, dünyanın sonunda metruk bir şehir. Usul usul süzülen Arpaçay, Ermenistan ile sınırı oluşturuyor. Karşıya bakınca 3-4 metrelik kulelerin üzerinde uzun namlulu silahlarla bekleyen Ermeni askerlerini görmek mümkün. Sınırların anlamsızlığını sorguluyor insan bir an.
Harabe alanı oldukça geniş. Koyu kızıl volkanik taşlarla yapılmış heybetli birkaç bina ayakta durmaya çalışıyor. Yıkılmaya yüz tutmuşlar ama hala tüm heybetleriyle ayaktalar. Arkada bir dağ var. Ermenicesi Aragats, Türkçesi Alagöz. Açık havada güneye bakınca Ağrı Dağı’nın zirvesini görmek de mümkün. Türkiye’de bulunan en etkileyici yer bana göre. Sessizliğin tadını sonuna kadar çıkarabilirsiniz.
Ani Harabeleri Tarihi
Kent 8. yüzyıl sonlarında Ermeni Bagratlı ailesinin mülkiyetine geçmiş. Ermeni kral Gagik devrinde en şanlı dönemini yaşamış. 100.000 kişiye kucak açmış ki muazzam bir sayı. O dönemin başyapıtları sayılan kiliseler ve saraylar yapılmış. 1045 dolaylarında Bizans Ani’yi zapt edip Bagratlı hükümetine son vermiş. Sonrasında da kent savunmasız kalınca Selçuklular çökmüş. Selçuklular bir yönetim de tesis etmemiş ya da edememiş. İlerleyen yıllarda da bir süre Gürcü beylerinin kontrolünde kalmış. Sonra Timur gelmiş taş üstünde taş koymamış. Bir de üstüne büyük bir deprem yemiş şehir, bütünüyle terk edilmiş. Halk 14. yüzyıl sonunda topluca Kırım’daki Kefe kentine göçmüş. 1475’te Fatih Sultan Mehmet’in veziri Gedik Ahmet Paşa Kırım’ı fethe gittiğinde, Ani’den göçen Ermenililer onu desteklemişler. Sonrasında Paşa hepsini toplayıp himayesine alıp kendi adını taşıyan Gedikpaşa semtine yerleştirmiş.
Yakın tarihe gelince ise Rus himayesinde, bugünkü değeri anlaşılmış, kazı çalışmaları başlatılmış.
Kentte olağanüstü birkaç eser var. Bunlar, Ayasofya’nın kubbesini ikinci kez yapan mimar Drtad’ın inşa ettirdiği Meryem Ana Kilisesi, İran-İslam mimari etkisinin çok açık görüldüğü Aziz Grigor Kilisesi ve ortadan ikiye yarılmış vaziyette duran Halaskar Kilisesi. Bir de kent içindeki tek islami eser olan Minuçihr Camii’ni saymak lazım. Bu sınırlar içinde yapılan ilk camilerden biri.
Bunlar gibi daha birkaç eser ve muhteşem bir doğa var. Ancak Türkiye sınırları içerisinde olduğu için gerekli değer verilmeyen yerlerden. Toplu taşıma bile yok. Özel araçla ya da taksi ile gidiliyor. Taksi ile git-gel 100 lira civarı. Pazarlık yeteneğinize bağlı artık.
Kars Gezilecek Yerler: Çıldır Gölü
Ardahan ile Kars arasında ama Ardahan’a bağlı şahane bir göl. Maalesef buraya da ulaşım yok. Daha doğrusu var ama bırakan araç tekrar almaya ertesi gün geliyor. En son öyleydi. Şimdi nasıldır bilemiyorum. Ardahan üzerinen ulaşmak daha kolay olabilir.
Yaz mevsiminde seveni de kış mevsiminde seveni de çok. Etrafında hiçbir şey yok. Uçsuz bucaksız bir alan. Güzelliği de oradan geliyor biraz. Kışın, gölün tamamı buz tutuyor. Şubat ayında panayırlar, festivaller düzenleniyor. 2016 kışında buzun kalınlığı yeterli seviyeye ulaşamadığından etkinlikler iptal edilmişti. Buz kırılarak Çıldır’ın meşhur Sarı Sazan’ı avlanıyor. Turistik amaçlı size de tutturuyorlar.
Kars Yemekleri
Kars’ın çok meşhur 3 yemeği var aslında. Biri sarı sazanı, ikincisi kaz eti, üçüncüsü de hangel. Diğer yemeklerine haksızlık olmasın da bunlar en bilinenleri. Tabi Kars kaşarı ve balını da unutmamak gerek. Şehir merkezinde hepsini bulmak mümkün. Her restoran belirli standartların üzerinde. Sürpriz yaşamazsınız.
Kars’a Ulaşım
Sanırım Kars’a ulaşmak için en popüler vasıta Doğu Ekspresi. Ankara’dan Kars’a yaklaşık 25 saat süren bu yolculuk, son zamanlarda pek çok kişi tarafından tercih ediliyor. Doğu Ekspresi hakkında ayrıntılı bir yazı daha önce yazmıştım. Doğu Ekspresi(Ankara-Kars Treni) yazımı Buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Kars Etnolojisi
Türkiye öyle değişik bir yer ki gezdiğiniz yerleri daha iyi anlamak daha iyi görebilmek için oranın tarihini de bilmeniz gerekir. Bir yerin tarihi ise o bölgenin insanlarından, etnik unsurlarından ayrı düşünülemez. Coğrafya insanına, insanı coğrafyaya sirayet eder. Bir yeri gezerken sadece doğal güzelliklerini görmek yetmez. İnsanlarını tanımak, insanların hikayelerini dinlemek de gerekir. Bunların hepsini yaptığım zaman ‘Tamam ben burayı tam anlamıyla gezdim’ diyebiliyorum ben. Bu yüzden bir şehrin, bir bölgenin etnolojisi benim için çok önemli.
Kars da etnik olarak girift bir yapıya sahip. Bu kadar dar bir alanda bu kadar farklı etnik unsurun olması Türkiye için bile şaşırtıcı. Ani civarındaki köyler, Digor gibi ilçeler baştan aşağı Kürt. Arpaçay tarafına doğru Azeri nüfus fazlalaşıyor. Birçok yerde de Karapapak ve Terekeme denilen Kafkas kökenli iki Türk kavminden insanlar yaşıyor. Eskiden beri bu yörede yerleşik olanlar Terekeme, Rus işgalinden sonra Tiflis tarafından gelenler ise Karapapak. 15. yüzyılda Şiilere kızıl başlıklarından ötürü “Kızılbaş” dendiğinde Karapapaklar siyah koyun derisinden yaptıkları başlıklarından vazgeçmemişler. Adları oradan geliyor.
Bu bölgenin siyasi ve etnik giriftliğinin bu denli dengeli olması Türkiye’de güzel şeylerden bir tanesi. Bir kıraathanede çay içebilecek fırsatınız olursa doğrudan dalın içeri.