Yazının başlığını çok sansasyonel seçtim ki dikkat çeksin. En baştan söyleyeyim de sonra yanlış anlaşılma olmasın. Bu yazıda öyle işgalci İsrail Kudüs’ten defol, Katil İsrail, Hitler zaten haklıymış tarzı şeyler olmayacak. Ayrıca ben ki Ağlama Duvarı’nda ağlamış, Yahudi kardeşlerimle gönül bağı kurmuş bir insanım. Böyle bir şeyi katiyyen yapmam. Aşağıdaki fotoğraf Ağlama Duvarı’nda hüngür hüngür ağlayıp İbranice dualar ettikten yalnızca birkaç dakika sonra çekildi. Arka fonda Ağlama Duvarı’nı görebilirsiniz. Suratımdaki üzgün ve acılı ifadeden de yeni ağlamış olduğum zaten anlaşılıyordur.
Kısacası bu yazı biraz tarihi, biraz bilimsel, biraz da psikolojik etkenler üzerinde duracak. Başlayalım.
Konuya çok köklü bir giriş yapacağım. Neandertallerden, Homo Erectuslardan(ki benim favori ırkımdır) ya da homo rudolfensislerden başlamak istiyorum. Biz şu an homo sapiensiz. Zannedildiği üzere homo sapiensler yukarıda saydıklarımın düz bir çizgide gelişmiş versiyonu değildir. Bunların hepsi aynı zamanda yaşamış insan türleridir. Ayrıca neden olmasın ki? Nasıl bugün birçok aslan türü, tilki türü varsa o zamanda da bir sürü insan türü vardı. Ta ki tarihin ilk soykırımı yapılana kadar…
Tarihin ilk soykırımı diyorum ve bu gerçek bir soykırım. Harbiden soylarını bitirmişiz heriflerin. Beyni diğerlerine göre biraz daha gelişmiş olan homo sapiens türü(o biz oluyoruz) diğer türlerin hepsini gaz odalarında imha etmese de kendine has yöntemlerle imha etmiştir. Bu yüzden, şu an dünyada sadece homo sapiens var. Yani atalarımız soykırımcı bizim. Ne haddimize şimdi Hitler’i eleştirmek falan. Neyse oraya daha var. Bu arada ırk karışım teorileri falan da var. Mesela ırk karışım teorisine göre sapiensle erectus çiftleşmiş de asyalılar şu an onların çocuklarıymış falan da deniliyor. Ama bu ihtimal zayıf. Yerine geçme teorisi daha baskın duruyor. Çünkü bu ikisi farklı tür. Yani kokuları, görünüşleri ve en önemlisi aralarındaki genetik uçurum çok büyüktü. Birbirlerine Romeo ve Jüliet gibi aşık olsalar da üretken bir evlat doğurmaları imkansızdı. Yani bir tür yok olacak diğeri yerine geçecek.
Bu yüzden, soykırım yoluyla yerine geçme teorisi daha mantıklı. Zaten Homo Sapiens’in çok da hoşgörülü olmadığını kendimizden biliyoruz. Bugün bile ten renginden, lehçeye, lehçeden yaşam tarzına kadar ayrımcılık yapıldığı bir gerçek. Kendimizden de yola çıkarak homo sapienslerin etnik bir temizlik yapması pekala mümkün.
İnsanlık tarihinin ilk soykırımından insanlık tarihinin en büyük soykırımlarından birine gelelim şimdi.
Nasıl ki insanlar liberal hümanizme ya da sosyalist hümanizme inanıyorlarsa Naziler de evrimsel hümanizme inanıyorlardı. (Sanırım bunda garipsenecek bir şey yok). EVET, HÜMANİZM VE NAZİLER. Nazileri diğer hümanist mezheplerden ayıran en önemli özellikleri ise evrimden çok etkilenmiş farklı bir “insanlık” tanımlarının olmasıydı(sanırım bunda da garipsenecek bir şey yok). İnsanların evrim geçirip üst insan olabileceğine inandıkları gibi bozularak alt insana dönüşebileceklerine de inanıyorlardı. Bunun için de kendilerine temel bir hedef koydular: İnsanlığın bozulmasını önlemek ve evrimi ileri doğru desteklemek. Bunun için de aryan ırkı korumak ve güçlendirmek gerekiyordu. Önlerindeki en önemli engel “bozulmuş homo sapiensler” yani yahudiler, eşcinseller, çingeneler, zihinsel engellilerdi. İnsanlığın evrimini en üste taşıyabilmek için bunlar yok edilmeliydi(ileri okuma için bkz. Friedrich Nietzsche). Onlara göre insanların bu şekilde farklı ırklara evrilmesi insanlığın sonunu getirebilirdi. Bu ırklardan birisi olan Ari ırk en iyi özelliklere sahipti: güzellik, mantık, disiplin, çalışkanlık… İşte bu Ari ırk insanı süper insana (Uberman) ulaştırma özelliği taşıyordu. Aslında Nazilerin düşündüğü şey Darwinci evrim mantığıyla da aynıydı. Güçlü olanlar gelişir ve ürer; zayıf olanlar ise yok olurlardı(bkz. doğal seleksiyon). Nazilere göre, eğer zayıf olanlar güçlü olanlarla aynı havuzda bulunup çiftleşirse insanlık her kuşakta daha da zayıflayacak ve sonunda yok olacaktı.
Bu düşünceler 1945 yılına göre çok da saçma gözükmüyor. Elbette günümüzde Nazileri haksız çıkaran bir sürü bilimsel araştırma yapıldı, edildi. Ancak o zamanı düşününce akla çok da aykırı şeyler değil bunlar. O dönem Avrupasında veya Amerikasında beyaz ırkın Afrikalılardan üstün olduğuna dair yapılan akademik yayınlara kısa bir aramayla bile ulaşabilirsiniz.
Sonuç olarak, demem o ki Naziler dönemine göre inanılmaz saçma bir şey düşünmemişler aslında. O dönemde herkesin gayet kabul edebileceği şeylerdi bunlar. Atalarımız bir hoşgörüsüzlük ve soykırım kültüründen geliyor zaten. Hala bunlar insan ruhuna çok da yabancı olan şeyler değil. Tabi tüm bunlar Nazilerin yaptığı iğrenç şeyleri değiştirmez. Sadece farklı bir pencereden bakarsak böyle bir durum da olabilir diye yazdım bu yazıyı. Asıl ilginç olan biliminsanları insan genomunun haritasını çıkartmayı başarmışlar. Yani bu demek oluyor ki Neandertallerden, homo erectuslara kadar hepsini yeniden yaratabilirler. Şimdi bu neandertal kardeşimiz kalksa dese ki katil sapiens yurdumuzdan defol, ben tanınma istiyorum falan. Adam haklı bir şey diyemezsin.
Şu geriye kalan Filistin toprağını da onlara mı verseler napsalar?